Almanya’da Demeter sertifikalı bir ciftlikte büyükbaş hayvancılık nasil yapılmakta?
Hunsrück’te tarım ve süt üretimi
Bornwiesenhof çiftliği!
Hunsrück-Hochwald Ulusal Parkı’nın hemen yanıbaşında yer alan bu çiftlikte 1989 yılından bu yana Demeter’in sıkı kurallarına bağlı kalınarak biyodinamik tarım yapılmaktadır. Yüksek kalitede 30’dan fazla süt ürünü ve peynir çeşidi üretilmektedir. Bunun yanısıra gençlerin hayvancılık konusunda eğitimine büyük önem verilmekte. Ziyaretçi gruplarına düzenlenen çiftlik gezilerinde,yoğurt kurslarında ve peynir atölyelerinde biyodinamik çiftçilik hakkında bilgiler verilmektedir.
1994’ten beri Jaschok ailesi bu çiftlikte yaşamakta ve çalışmaktadır.
Biodinamik tarımın özelliği ‘bir çiftliğin bireyselliği’ burada da çok gelişmiş ve halada gelişmekte. Bu çiftliğin hayvanları kendi topraklarında doğal olarak yetişen besinlerden faydalanmaktalar ve ürünler Demeter yönergelerine göre, suni yardımcı maddeler kullanılmadan işlemektedir. Kalite, doğru işçilik uygulaması ve ayrıntılara özel bir itina gösterilmesi neticesinde mümkün olmakta.
Çiftliğin çevresindeki alanlarda serbestçe gezinen hayvanlar sağlıklı yiyeceklere de rahatça ulaşabilmektedir.
Doğada yetişmekte olan çeşit çeşit bitkiler yabani arılar, bombuslar, diğer çeşitli böcekler ve vahşi yaşam için bir cennet oluştururken çiftliğe yakın mesafede olan tertemiz çayırlar inekler için mükemmel bir beslenme kaynağı olmakta. Ormanlar ve alçak sıradağlarla çevrili 100 ha lık bu toprak parçasında üretilen malzemeler, Almanya da doğal olarak üretebilecek ürünlerin en yüksek kalitede olanlarından. Bu iş yem hasadıyla başlamakta ve bitmiş ürün şeklinde son bulmakta.
Hayvanların beslenmesi neredeyse hiç silaj kullanılmamaktadır. Kışın saman ve az bir konsantre yemlerle beslenmekteler. 2017’nin uygunsuz hava şartlarından dolayı bölgedeki üreticilerden saman ve konsantre yemler almışlar. Ama normalde inekler çiftliğin etrafındaki alanlarda doğal olarak beslenmekteler. En uzak otlak iki kilometre bile değil.
Yaz boyunca, hayvanlar meraya çıkarılmaktalar. Çoğunlukla da nisan ayından itibaren inekleri gün boyunca merada kalmaya başlıyorlar. Belli bir zaman zarfında vücutlarına giren taze otları rahatça sindirebiliyorlar. Mayıs ayı ortasında, gündüz sıcaklıkları 20 ° C’nin üzerine çıktığı zaman, gece merasın programına geçiyorlar. Eylül ayına kadar süren bu dönemde, her sabah ahırlara taze yeşil ot getirmeye devam ederek hayvanlara taze besin temin etmiş oluyorlar.
Bu çiftlikteki sürülerin özelliği, hayvanların yerli yerinde duran boynuzlarıdır. Her hayvanın bir adı vardır ve günlük etkileşimde hayvanların nasıl davrandıklarını ve birbirleriyle nasıl yaşadıklarını görebilirsiniz. Biz insanlarda olduğu gibi farklı huylara sahip hayvanlar mevcut mesela kimisi dere içinde olmayı tercih ederken berisi tepelerde dolaşmaktan hoşlanıyor. Sosyal bir ortamda özgürce hareket eden inekler kendi kendilerine yeter olmayı da öğreniyorlar. Sürünün toplumsal dinamiklerinin nasıl değiştiğini seyretmek her zaman güzel, eğer kuvvetli görünen hayvanlar gelirse veya sürüyü bırakırsa, değişen mevsimlerle birlikte hayvan bireyselliğinin bir sürüde ne denli önemli rol oynadığını da açıkça görmeniz mümkün.
Hayvanın varlığına duyulan saygılı yaklaşım ve doğru uygulamalı sığır yetiştiriciliği, ürünlerin özel kalitesine ulaşabilmenin vazgeçilmez bir unsurları olarak kabul edilmekte. Silaj ve ve konsantre yemlerin minimum seviyede kullanımı sayesinde, sağılan süt doymuş yağ asitleri bakımından en uygun orana sahip olmakta ve vücuda girdiğinde sindirilebilir özelliği de o derece fazla olmaktadır. Bu tüm süt ürünleri için geçerli bir durumdur.
Bu çiftliğin amaçlarından biride insanlara DOĞRU ÜRÜNLERİ ÜRETEBİLMEK İÇİN SARF EDİLEN ÇABANIN NE KADAR BÜYÜK VE DEĞERLİ OLDUĞUNU ANLATABİLMEK.
Malzemeleri mümkün olduğunca az makine kullanarak kendi elleriyle üretmekteler. Çünkü biyodinamik bir çiftlikte temel olan çiftçi ve çiftçinin çiftlikle birlikte dönüşümü zaten biyodinamik tarım ürünlerinin ardında yatan da dürüst insan ruhunun çevresindeki herşeye saygı ve sevgi ile yaklaşımı neticesinde oluşturduğu bütünsellikle eşsiz sağlıklı ürünler sunabilmesi.
Arzu Duran(2018)