Let’s Talk About Soil – Toprak Hakkında Konuşalım!

Let’s Talk About Soil – Toprak Hakkında Konuşalım!

Artık Tarım Değişiyor 2.Bölüm

Artık Tarım Değişiyor 2.Bölüm

Güçlenmemiz ve güçlendirmemiz gerek…

Aşağıda Goetheanum Tarım Bölümünün  2017 yılında Hindistan’a yaptıkları ziyaret ve Yeni Delhi’de 9-11 Kasım 2017 tarihleri arasında düzenlenen ‘Organic World Congress’  ile ilgili  izlenimlerini aktardıkları rapordan 2.Bölümü sunarak yazı dizimize devam etmekteyiz.

Süprizlerle dolu bir Hindistan

Genel İzlenimler

REGINA HALLER

Hindistan, 1.3 milyon nüfusuyla, 122 ayrı dilin  konuşulduğu, birbirinden çok farklı iklim bölgelerine ayrılmış  ve 7 ana dinin beraber yaşadığı bir kıta parçası. Dünyanın en yoğun nüfusa sahip  ülkesi olarak kabul edilen ve  komşusu Çin’in  sınırı boyunca  yüksek dağların yamacında uzanan Hindistan’da  kişi başına ortalama 0.12 hektar ekilebilir alan düşmekte, yıllık yağış ortalaması 1000 mm olduğu halde   %40’ı  arazilerin sulanması için kullanılmak zorunda;  tüketilebilir nitelikte  tatlı su kaynaklarının %90’ı ise tarıma gitmektedir. Zirai ilaç ve kimyasal gübre tüketimi çok fazladır.(2014:ortalama 165 kg/hektar) Kaldığımız süre zarfında , kirli hava 30 kez resmi sağlık sınırının üzerine  çıktı.

Bu bağlamda,   Tarım Bölümü, Temsilciler Grubunun katılımcı üyeleri, Demeter International ve  25 farklı ülkeden bize katılan çiftçiler söz konusu  global  biyodinamik hareket vasıtasıyla buraya ne getirmeliydi?

Delhi’deki IFOAM’ın düzenlediği Organic World Congress’e , bu harekete katılmak üzere Hint biyodinamik birliğini ve IFOAM organizatörlerini davet etmesi kesinlikle bir başlangıç noktası olmuştur.  Hepimiz biyodinamik tarımla ilgili Hintli girişimcileri bizzat ziyaret edebilmek, onları tanımak, kimi zaman çok ağır şartlarda kimi zamanda umutsuzluk içinde usanmadan gerçekleştirmeye  çalıştıkları faaliyetlerini yerinde görmek istedik.

İşte tüm bunları izleyebilmek için  15 günümüz vardı. Bir çoğumuz kongreden önce Temsilciler Grubunun toplanma noktası olan Sarvdaman ve eşinin ülkenin batısında bambu ağaçlarıyla örülmüş görkemli bir yapıyı andıran gölgeliğinin altında adeta Hindistan’ın derinlerinde bir yerde kayb olmuş halde yanlızca Hint yemeklerinin tadına varmakla kalmayıp  bu çiftlikte biyodinamik yöntemler kullanılarak yaptıkları hayvancılığı ve elde ettikleri ürünleri görme şansımız da oldu  ; sebze yetiştirmeyi nasıl başardıklarını  izledik; burası papağan ve maymun sürülerinin tehditi altında ekinlerini yetiştirmeye çalışan insanların, sarilerin sarmaladığı  çok sayıda kadının yere çömelerek elleriyle terleyerek emek harcadığı toprakların, Avrupa’da olduğu gibi otomatik makinaların değil de insan eli ile çekilen öküz arabaları ve ekipmanların bulunduğu bir çiftlikti.

Başkent Delhi’deki toplantı hepimizi çok heyecanlandırdı. Sadece kendisini organik tarıma adamış 3000 çiftçi, tarım organizasyonlarının başkanları, araştırmacılar, politikacılar ve fuar katılımcıları değildi söz konusu olan , asıl  bu yılın ‘Öncelikle Çiftçiler’ sloganı fiiliyata geçirildi. Dünyanın pekçok köşesinden katılan küçük  çiftçilerin inanılmaz güçlü ve cesur girişimcilik ruhu bize cesaret verdi ve birbirine paralel 3 ayrı salonda  yönlendirici ‘Çiftçilerin İzlediği Yol’ ruhumuza saçtığı ışıkla sevecen bir ortamda güvenle ilerlememize rehber oldu.

Tac Mahal’e seyahatimizde, Agra’nın bu simgesel kültür anıtının çevresinde yol kenarlarındaki  tarlalarda yükselen ve pek çok Hintli çiftçinin hayatında  trajedilere sebep olan ocak bacalarını da gördük;  herkesin hatırlayabildiği kadarıyla aslında önceden  tarım alanı niteliğine sahip olduğu anlaşılan bu  geniş düzlüklere sonradan baca dikmek amacıyla 2-3 metre derinliğinde çukurlar kazılmış ve  doku tamamen tahrip edilmiş ve zavallı çiftçiler ,çorak hale gelen tarlalarını tüm umutlarını yitirerek satmak zorunda bırakılmışlar. Toprağı, ailenin  rızkını ve insanın itibarını yok eden bu durum maalesef ki buralarda öylesi dayanılmaz  bir acı haline dönüşmüş ki  toprağı tahrip eden aynı kimyasal zehri içip  intiharlara sürüklenen insanların hikayeleri azımsanmayacak kadar çok ve bunları dinlemek gerçekten de  içimizi   yaktı!

Otobüsümüzle Hindistan’ın kaotik yollarında  hayret içinde, süratle ve neredeyse birkaç santimetre arayla birbirlerini takip eden  3 tekerleri, minibüsleri, yük arabalarını, yüksek dağ gibi yığınlarla adeta devrilecekmiş gibi yol alan kamyonları;  römorklarıyla yayaları, bisiklet kullananları, çekçekleri ve inekleri sıkıştıran traktörlerin izleyerek uzun  bir  yolculuktan sonra gecenin geç saatlerde dağlık Kuzey bölgesine ulaştık.

Burada bir kez daha temiz havayı soluyarak rahatladık; ertesi gün Hintli biyodinamik çiftçilerle yüzyüze görüşerek başardıkları işleri ve zırai zehirlerin tuzağından nasıl kurtulduklarını dinledik. Hintli arkadaşlarımızın yaptığı harika işin boyutunun ne denli büyük olduğunu çok daha iyi kavradık. Bhimtal Binita Sha’nın çiftliği ve çalışmalarına odaklandığı bu yer  yaptığımız seyahatin adeta bir özetiydi.

Hintli arkadaşlarımızın sahip oldukları  fikir zenginliği, politik zeka ve azim ile birleşmiş olan muazzam enerji ve istek sayesinde  düşündüğümüzden çok fazla şey başarmış olduklarını ve çok daha fazlasını başarmak için büyük çaba harcamakta olduklarını gördük: ki  normalde  bizim sorun diye algıladığımız şeyleri buralarda şahit olduklarımızla kıyasladığımızda bizimkilerin çok sıradan kaldıklarını idrak ettik. Ve şurası da bir gerçek biyodinamik ve antropozofik temel enteresan bir biçimde  Hint kültüründen teşvik ve ilham almakta dolayısıyla hepimiz için  zenginleştirici olmaktadır.

Artık Tarım Değişiyor

Artık Tarım Değişiyor

ARTIK TARIM DEĞİŞİYOR

Güçlenmemiz ve güçlendirmemiz gerek…

 

Aşağıda Goetheanum Tarım Bölümünün  2017 yılında Hindistan’a yaptıkları ziyaret ve Yeni Delhi’de 9-11 Kasım 2017 tarihleri arasında düzenlenen ‘Organic World Congress’ – ‘Organik Dünya Kongresi’ ile ilgili  izlenimlerini aktardıkları rapordan bir bölümü okuyabilirsiniz.

                                                    *******

Tarım Bölümünden Jean-Michel Florin’in  giriş yazısı ile başlayan rapor  Verena Wahl,  Regina Haller, Ulf-Dieter Voigts, Steffan Schneider, Carin Fortin, Petra Derkzen, Biju Negi, Bernard Jarman, Christoph Simpfendörfer, Christopher Brock, Alexander Gerber, Marianne Haeni , Ueli Hunter’in ilginç son derece canlı  tasvirleriyle devam etmekte.

‘Çiftçinin Sesine Kulak verin!’

Iguazu’dan Delhi’ye:  Hindistan’a yolculuk

Sevgili okurlar,

Bu özel sayı biyodinamik hareketi geliştirmek ve yaygınlaştırmak üzere Kasım 2017 de Hindistan’a yapılan seyahate ayrılmıştır. Öncelikle, bunun nasıl gerçekleştirildiğine kısaca değinmek istiyorum… 2013 yılındaki Şubat konferansında, Tarım Bölümü bu konuda  pek çok ilgiliyle ortak  çalışmalar yaptı. Sonuçta  günümüzde mevcut tehditlerin gölgeside kalsak bile  diğer düşünce tarzlarıyla da yardımlaşmak üzere işbirliği yapmanın ne denli  önemli olduğu iyice anladık.  Bu yoldaki ilk adım, ön yargılardan arınarak ‘kendimizi aşmak!’  Sonrada, ‘bize gelen soruları tamamen tarafsız olarak anlamak ve değerlendirmek!’ İşte bu doğrultuda, iki yıl önce bu tür bir işbirliği yapma fikrini İguazu’daki Güney Amerika biyodinamik konferasında ortaya attığımda, IFOAM (International Federation of Organic Agriculture Movements-Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu)’nun koordinatörü Güney Amerika’da bana gelerek şöyle dedi ‘siz, biyodinamik çiftçiler, dogmatik düşüncede ısrarcı değilsiniz, sonuç olarak da, küresel organik hareket için yapabileceklerinizi daha güçlü olarak ortaya koymanız yerinde olacaktır; bunu yapabilmek için de bir sonraki fırsat 2017 Kasım ayında Delhi’de yapılacak olan Organic World Congress (OWC)-Organik Dünya Kongresi’dir. İşte bu konuşma ile birlikte tüm süreç başlamış oldu. Bir süre sonra Hint biyodinamik birliğinden Sundeep Kamath ile tanıştığımızda, Delhi’deki OWC’nin idarecilerinin, The Indian Organic Association(OFAI)-Hint Organik Birliği’nin çiftçilere (özelliklede ülkenin güneyindeki küçük çiftlik sahiplerine) çok daha fazla yer vermek istediklerini ve dünya çapında uygulanmakta olan biyodinamik tarımı anlatma fırsatını değerlendirmeleri gerektiğini vurguladı. Neticede ilk kez ‘çiftçiler için bir yol çizildi’, 30’dan fazlası biyodinamik kökenli uzmanlarca   hazırlanan 200 den fazla sunum yapıldı. Daha sonra, Circle of Representatives of the Section-(Bölüm Temsilcileri Grubu)’nun Kasım ayı toplantısının OWC’den önce Hindistan’da düzenlenmesi fikri ortaya atıldı. Ve özellikle de Demeter International bu seyahatin finansmanına dahil oldu… Böylelikle, süreç adım adım ilerledi; hazırlıklarımız dıştan gelen yönlendirmeler (soru, etki)ve iç sesimize kulak vermemiz neticesinde bayağı bir mesafe kat etti. (düşünce: burada ne yaparız? Nasıl katkıda bulunabiliriz?)  Neticede hiç itirazsız 80 kişi için 4-5 aşamalık ondört günlük bir seyahat gerçekleştirdik; bazı şartlar Bölümün neredeyse bir seyahat acentası gibi çalışmasını gerektirdi. Bu geziyi gerçekleştirmemizde katkısı olan herkese Bölüm adına teşekkür etmek isterim.’’ Bu bir rüyaydı, gerçek oldu’’.

Bu eşsiz seyahate katılan herkes yeni bakış açıları, fikirler, istekler ve arkadaşlarla geri döndü. İçtenlikle  bu hareketin giderek  olgunlaşmaya devam edeceğine inanıyoruz…

Sunduğumuz  metin buketinin ‘olağanüstü Hindistan’’ a doğru sizleri de yanında götürmesini ve bizi etkileyen her ne ise bunu sizin de hissedebilmenizi ümit ediyoruz.

Okuduklarınızın  ilham kaynağınız olması dileğiyle…

Jean-Michel Florin, Tarım Bölümü

Tarım Bölümünün Hindistan’a Yolculuğu

Buluşma yerimiz, mavi göğün altında biyodinamik bir çiftlik, bilirsiniz tabiatın içinde herkes sessiz olsa bile asla sessizlik olmaz. Kuşların, maymunların, köpeklerin ve bambuların sesi Tarım Bölümü temsilcilerinin Kasım 2017’deki buluşması için alışılmışın  dışında bir ses dokusu oluşturdu. Bu Avrupa  sınırları  ötesindeki ilk buluşmamızdı. Ev sahibimiz, Hindistan Biyodinamik Birliği başkanı, Sarvdaman Patel. Onun çiftliğinde buluşuyoruz. Ve bu bir tesadüf değildi.

Son yıllarda, biyodinamik hareketin bakış açısı değişti. Hareketin bir merkezi olması yerine, artık insanlar kendi yaptıkları işe göre bulundukları yerde merkezleşmekteler. Aynı zamanda, dünya ve insanlığın geleceği ile ilgili büyük probleme çözüm getirebilmek üzere, diğer akımlarla ilişkiler geliştirmeyi ve sivil toplumla daha güçlü bir şekilde bağlantıda olmayı öğrendik. İşte tüm bu değişimlere uyumlu olarak, IFOAM’ın Güney Amerika koordinatörü, Patricia Flores’den bir talep geldi: organik hareketin özkaynağı olan biyodinamik tarım 2017 yılında Organic World Congress (OWC)- Organik Dünya Kongresi’nde varlığını güçlü bir biçimde hissettirmelidir. Böylece, 3-16 Kasım tarihleri arasında, iki yıllık hazırlığın ardından 20 ülke ve 6 kıtadan dünya çapında biyodinamik hareketin 70 kadar temsilcisi Hindistan’da buluştu.

Seyahatimizin durak noktaları:

Temsilciler Biriminin grup toplantısı için Gujarat

Tarım Bölümü Temsilcileri  Biriminin 4 günlük toplantısında ağırlanmak üzere Sarvdaman Patel’in Gujarat’daki çiftliğine davet edildi. Değişik ve yenilikçi bir şekilde işletilen çiftlikte rehber eşliğinde bir tur yaptık, Hindistan’ın Biyodinamik Birliğinin Yönetim Kurulu ile tanıştık ve önemli biyodinamik girişimler hakkında ilginç raporları dinledik. Bazı örnekler:

– Araku Vadisindeki Adivasi köylerinde (Andhra Pradesh) kahve yetiştiriciliği (Hindistan’ın yerli nüfusun yoğun olduğu bölge). Naandi Fonu: www.naandi.org

– Toplumsal kalkınma hedefli Madurai, Tamil Nadu’da şifalı bitkiler ve esansiyel yağların üretimi. Muhil Health Center & Karmuhil Organic Farms: www.muhil.org

– Andra Prades eyaletindeki azınlıklar ile sürdürülebilir gelişim için zırai ve sosyo ekonomik projeler. Timbaktu Collective: www.timbaktu.org

– Himalayaların eteklerinde, SARG Organisation aracılığıyla biyodinamik tarımın yayılması ve eğitiminin yanısıra biyodinamik preparatların üretimi.(Uttarakhand) www.sargindia.org

Organic World Congress 2017(OWC)

Ve uluslararası biyodinamik buluşması

8 Kasım’da, tahmini 80 çiftçi ve dünya çapında biyodinamik hareketin temsilcileri, Tarım Bölümü’nün daveti üzerine biraraya geldi ve World Cafes’de muhteşem Hint kahvesi eşliğinde  Temsilciler Birimi ve OWC’nin biyodinamik hakkında konuşma yapan ilgililer güncel konular hakkında görüş alışverişinde bulundular.

OWC’e katılan  biyodinamik çiftçiler  ve araştırmacılar 30 dan fazla sunum yaptı. Dünya çapında organik harekete dahil olan çok sayıda ilgiliyle temasa geçmemizin yanısıra  özellikle de IFOAM Kongresinde ilk kez boy gösteren çok sayıda Hintli çiftçiler ile de tanıştık.

Uttarakhand’da preparat yapan bir üreticinin arazisine ziyaret

Gezimizin son noktası Uttarakhand’da Nainital idi. Orada, Binita Shah, doğrudan Hintli çiftçilerle yüzyüze görüşmeye gelen Uluslararası biyodinamik çiftçiler grubuna yönelik olarak ‘’çiftçinin sesine kulak verin’’ konulu bir etkinlik düzenledi. Bunun yanısıra, Binita Shah’ın yüksek dağlardaki biyodinamik eğitim merkezini de ziyaret ettik. Orada binlerce çiftçi için üretilen biyodinamik preparatlar ve çiftçilerle beraber yürütülen eğitim kursları var.

Eve beraberimizde pek çok izlenim ve motivasyonla dönüyoruz. Harika manzara ve inanılmaz farklı bitki ve hayvan dünyası içimizde kalıcı bir etki bıraktı. Bununla birlikte, özellikle insanlar, onların enerjileri, saygınlıkları, cesaretleri ve güçlü sorumlulukları bizi derinden etkiledi. Yaşam tarzımızı olumsuz etkileyecek herşey bu ülkede mevcut: yoksulluk, zehirli hava, pis sular ve verimsiz toprak. Yapılması gereken işler çok. Gerçekten de bulundukları girişimlerle neredeyse imkansızı başaran, pek çok küçük çiftçi ile işbirliği yaparak gerek Hindistan gerekse dünya için büyük bir ümit kaynağı olan, organik ve biyodinamik hareketin önemli şahsiyetleriyle tanışma ayrıcalığını yaşadık.

 

Bu seyahat dünya çapındaki biyodinamik hareketi, Avrupa da olabileceğinden tamamiyle çok daha farklı bir şekilde bir araya getirmekle kalmayıp, mevcut organik hareket ile de çok daha yakınlaştırdı. Biyodinamik çiftçilerin ve araştırmacıların Organik Dünya Konferansı’na gösterdikleri yoğun ilgi tüm katılımcıların dikkatini çekti. Biyodinamik hareketin organik harekete verdiği önemli katkı gelecekte biyodinamik girişimi çok daha iyi konuma getirecektir. Beraber olmak daha güçlü hissetmemize ve  hareketimizi daha da ileriye taşıma kararlılığımıza mihmandar oldu.  Ve bu seyahat, Avrupa merkezli bir hareket olmakla kalmayıp,  içten dışa doğru adım atarak evrensel bir harekete dönüşme yolunu açtı.  Bu küresel girişim biyodinamik tarımın tarihine bir dönüm noktası olarak yazılacaktır. Şu anda  gerçektende dünya çapında bir hareket olma yolunda sağlam adımlarla ilerliyoruz.

Jean-Michel Florin ve Verena Wahl

 

Ita Wegman

Ita Wegman

(22.02.1876 – 4.03.1943)

İTA WEGMAN KİMDİR?

Rudolf Steiner ve geliştirdiği antropozofi hareketi tüm kıtalarda gün geçtikçe daha fazla tanınmaya devam etmektedir. Bu da antropozofinin geçmişi ve öncülerine  duyulan merakı  arttırmaktadır. Dr.Ita Wegman da işte bu öncülerden biriydi.

İta Wegman, bugün Endonezya olarak bilinen batı Java’da Hollandalı bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. 19.yüzyılın sonlarına doğru Avrupa’ya gelerek terapatik egzersizler ve tıbbi masaj üzerine eğitim aldı. Daha sonra tıp fakültesine devam etmek üzere Zürih’e taşındı.1902 ‘de  ilk kez Rudolf Steiner ile tanıştı. 1911’de genel tıp eğitimini bitirdikten sonra jinekoloji alanında uzmanlaştı. Kanser hastalarının çektiği acılar onu derinden etkilemiş dolayısıyla en başından itibaren odaklanmış olduğu bu konu gelecekteki tıbbi çalışmalarının merkezi haline gelmiştir. Elbet yirminci yüzyılın başlarında cerrahi teknikler bugünkü kadar gelişmiş değildi. Radyolojik tedavinin ise pek çok istenmeyen yan etkisi vardı. Kemoterapi henüz bilinmiyordu. 1917’de Doktor Wegman, Rudolf Steiner’in rehberliğinde ökse otu tedavisinin geliştirilmesinde çok önemli rol oynamıştır. Böylece sayısız kanser hastasının hayatının gidişatına olumlu katkılarda bulunmuştur. Iscar adını verdiği bu ilaç daha sonra Iscador adı altında Almanya başta olmak üzere daha birçok ülkede onaylı bir kanser tedavi ilacı olarak kullanılmıştır.

1920 ‘de Arlesheim’da satın aldığı arazinin üzerine ertesi yıl Klinisch-Therapeutisches Institut  ya da Clinical Therapeutic Institute olarak bilinen kendine ait kliniği açmıştır. Bu enstitüye daha pek çok tıp adamı katılmış ve burası antropozofik tıbbın ilk merkezi haline gelmiştir.  Ayrıca Dr.Wegman Arlesheim’da özürlü çocuklar için Haus Sonnenhof adını verdiği merkezi de kurmuştur. Tüm bunların yanında Rudolf Steiner ve Oskar Schmiedel ile birlikte antropozofik tıp alanına yoğunlaşarak  Weleda şirketinin de temelini attılar.

Weleda bugün hem güzellik ürünleri hem de natüropatik ilaçlar üreten çok uluslu bir şirkettir. Steiner ‘Doğal dünyayla yeniden bağlantı kurmanın kendimizi dengeye getirmenin en iyi yolu’ olduğuna inanmakta idi. Dr.Wegman  çalıştığı bir grup bilim insanı ile 1921’de vücudun doğal ritimleri ile ahenkli ilk sinerjik ürünleri yarattılar.

Ita Wegman Weleda’ya ve ona bağlı çalışmalara bir nitelik kazandırdı. Olağanüstü enerjik ve iddialı bir kişiydi. Teoriyi uygulamaya koymak için büyük bir yeteneğe sahipti ve mali konularda nihai bir hakemdi-ihtiyaç duyduklarında daima fonlar elde etmeyi başardı.

En etkin maddeleri toplayabilmek üzere biyodinamik bahçeler dikmişler, biyodinamik tarım, biyodinamik tohum üretimi, peysaj düzenlemesi ile doğanın ve dünyanın eşsiz uyumunu izlemişlerdir.Günümüzde  Weleda firmasında , dengede kaldığımız sürece güzelliğimizin ve canlılığımızın ışık saçtığına inancıyla  doğanın restoratif etkilerini harekete geçirebilen nitelikteki  bitki ve çiçeklerden ürünler hazırlanmakta.

1923 civarında Rudolf Steiner Ita Wegman’ın İsviçre Dornach kentindeki Goetheanum’da yeni yapılandırılan Antroposophical Society’nin Yürütme Konseyine katılmasını istedi. Bu sırada Goetheaum’daki araştırma merkezindeki, tıp bölümünün direktörlüğünü de yapmıştır.

Ita Wegman  ‘Gizemler’ adlı eserinde ‘’Yanlızca hocası Rudolf Steiner ile birarada çalışmasının ardında yatan gizemlerin açıklamakla kalmadı. Aynı zamanda onun geçmişten gelen gizemler ile ilgili olarak  hissettiklerini de anlatarak  bunların tekrar etmesi hakkındaki   soruya da yanıt getirdi. “- Önsözden

Antropozofi üstat Rudolf Steiner tarafından bize yeni kazandırılan bir gizemli bilgiden başka nedir? ‘ diye sormakta Ita Wegman!

‘Gizemler’ , Ita Wegman’ın Rudolf Steiner’in 1925’te ölümünden hemen ardından son günlerini ve saatlerini kaleme aldığı “Tüm Üyeler”e ilk elden sunulan güçlü mesajları ve  ilgili “Temel Düşünceleri” içermektedir. Bu yazılar bize Ita Wegman’ın içsel varlığı, bilgi, vizyon ve antropozofik anlayışı hakkında fikir verir. Böylece, bugün eski Gizemleri antropozofik bilgiye ve harekete dönüştürmenin  yolu da aydınlanmıştır.

Dr.İta Wegman’ın kitaplarına bu linke tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Dr.İta Wegman’ın kitapları

Dünyada Biyodinamik Kalite

Dünyada Biyodinamik Kalite

1/2018  tarihinden itibariyle geçerli olan Demeter International(DI) ‘a üye ülkelerde  sertifikalı olarak yapılmakta olan biyodinamik tarımsal faaliyetleri kapsayan bir liste ile birlikte  diğer ülkelerde de yapılmakta olan Demeter sertifikalı üretimlere ilişkin  rakkamsal bilgileri içeren ayrıntılı bir liste daha aşağıda sunulmuştur.

Demeter-Sertifika-1

Demeter-Sertifika-2

BIOFACH 2018 – Dünyanın Önde Gelen Organik Gıda Fuarı

BIOFACH 2018 – Dünyanın Önde Gelen Organik Gıda Fuarı

Organik yapmak, bir etiket veya sertifikasyondan öte bir şey: Organik doğanın kaynaklarını sorumlu olarak kullanmaya inanmak ve kaliteli üretim demek!

14 – 17.02.2018 tarihleri arasında Almanya’nın Nürnberg kentinde her yıl düzenlenmekte olan BIOFACH fuarında idik. Bu fuar organik gıda, organik içecekler ve  işlemede kullanılan alet ve edevatları da kapsamakta. Katılımcı ve ziyaretçiler, dört gün boyunca organik endüstrisindeki en son gelişmelerle tanışabilmekteler.

Bu yıl da taze gıda, dondurulmuş gıda, perakende satılan temel gıda ürünleri ve unlu mamuller, atıştırmalıklar, tatlılar; hububat, müsli sürülebilir kremalar, bal, şarküteri, meze, diyet gıda, bebek maması, besin takviyeleri, homeopati amaçlı ürünler; deterjanlar, doğal kozmetik malzemeler, farmasötik müstahzarlar, tekstil, evcil hayvan mamaları, tohum ve bitkiler; ev aletlerinin de kapsandığı işleme, sonlandırma, paketleme ve satış ekipmanları teknolojileri, hammadde vb. üreten firmalar medya, sertifikasyon, eğitim ve araştırma  fuar hizmeti sağlayan yetkililer ve şirketlerde buradaydı.

Biofach, ziyaret eden profesyonellerin organik üreticilerle tanışabilecekleri ve sektördeki en son gelişmelerden esinlenilebilecekleri mükemmel bir ortam. Burada ilgi duyduğunuz alan hakkında rahatça bilgi toplayabilir ve görüş-alışverişinde bulunabilirsiniz. Hatta organik ürünlerin dünyasına bizzat girip tatlarına bakma fırsatınız bile olabilmekte.

1999 yılında ilk defa Nürnberg’de düzenlenen bu fuara o zamanlar 1.276 katılımcı ve 15.384’den fazla ziyaretçi bir araya gelmiş. 2001 yılında kurucuları, BIOFACH organizasyonunu NürnbergMesse’nin yönetimine vermişler. O zamandan beri BIOFACH, Dünya’nın Organik Gıdalar için en prestijli Ticaret Fuarı’na dönüşmüş ve sektördekiler için bir buluşma noktası olmuştur.

Ülkemizden de değerli üreticilerimizin bulunduğu 2018 fuarında gelecekte daha da fazla firmanın katılması dileklerimizle.

Arzu Duran

Tarım Konferansı 2018 Goetheanum Basel

Tarım Konferansı 2018 Goetheanum Basel

BİYODİNAMİK TARIMIN KALBİ: PREPARATLAR

İşte bu preparatlar yeryüzünü, meyvelerini, çiftlikleri ve toplulukları canlandırmakta!
7 – 11 Subat 2018 tarihleri arasında İsviçre Basel’de her yıl düzenlenmekte olan ve dünyanın dört bir yanından katılan biyodinamik çiftçilerle renklenen konferansa katıldık. Geçen yıl ana konusu ‘Verimli Topraklar Yaratmak’ olan konferansın bu yılki başlığı ‘Biyodinamik tarımın kalbi : Preparatlar’ idi.

İşte bu konferans dünyanın değişik köşelerinden 1000’e yakın çiftçi, bahçıvan, meyve ve sebze yetiştiricisi, bitki üreticisi, danışmanlar ve araştırmacıları, öğrenciler ve çırakları, işleyicileri, perakendecileri, yöneticileri, doğa bilimcilerini ve tüketicileri bir araya getirdi. Uzmanlarca yapılan sunumlar, profesyonel bilgi alışverişi, kişisel diyaloglar ve yoğun atölye çalışmaları, müzik, sanatsal kurslarla katılımcıları derinleştirdi. Son günü 1925-1928 yılları arasında Rudolf Steiner’in tasarımlarına dayanılarak bir heykel gibi betondan inşa edilmiş olan Goetheanum’daki rehberli turlara katılarak ve bir sergiyi gezerek programı tamamladık.

Türkiye’den Birlik A.Ş. ve İstafil Çiftliği olarak katıldığımız bu konferansta bulunmak gerçekten bir ayrıcalık oldu. Sabahları çok erken saatlerden gecenin geç saatlerine kadar devam eden dört günlük konferans süresince antropozofi’den tutun biyodinamik tarımı Hindistan ve Çin gibi ülkelerde geliştirmeye çalışan kadın girişimcilere kadar bu işi gönülden yapan insanları dikkatle dinledik. Yapılması gereken ne kadar çok şeyin bizi beklediği birkez daha zihinlerimize kazındı. Dinleyiciler kimliklerini bir tarafa bırakarak konuşmacıları tüm varlıklarıyla dinlediler. Jean-Michel Florin, Rene Becker, Ueli Hurter ve Pierre Masson’u kitap okur gibi dinledik diyebilirim.

Hindistan’dan gelen kadın girişimci Binita Shah‘ı biyodinamik tarımı ve preparatları anlatırken yaptığı tarif çok güzeldi; akıl-kalp gözü ve eller! İşte ihtiyacımız olan temel araç-gereçler. Ne güzel de anlattı! Hindistan’da yapılan biyodinamik tarım çalışmalarıyla ilgili yapılanları geniş bir sergide gözlemledik. Hindistan’da biyodinamik tarımın yaygınlaşması konusunda insanları yönlendiren bir büyük bir afişte şu yazıyordu ‘’ Yapılan bir milyondan fazla birim kompost sayesinde 100.000 çiftçinin hayatı değişti, 100.000 Euro’dan fazla tasarruf sağlandı! Dinlerken gözlerim doldu!! Kalbimin ta derininden ‘HESAPSIZ’ komşularını tek başına kapı kapı dolaşarak onlara biyodinamik kompost yapmayı öğreten böylesi aklıbaşında Binitaların artmasını diledim.

Preparatların kullanımı neticesinde deneyimlenen bitki yapısında meydana gelen yoğunluklar görsellerle sergilendi. Verimlilik oranları rakkamlandı. Evrendeki hiçbir şeyin yalnız başına hareket etmediği, birbirine bağlı olduğu bu konferansla birlikte iyice netlik kazandı diyebiliriz.

Neticede biyodinamik preparatlar veya uygulamalar teorik ya da pratik olarak herkes tarafından öğrenilebilir. Ancak biyodinamik tarımı asla bununla sınırlamak mümkün değildir.

Preparat kelimesi, latince ‘praeparare’ belli yöntemler kullanılarak “önceden hazırlamak” fiilinden türetilmiştir. Demek ki preparatları yanlızca kılıflarına koymakla ya da toprağa gömmekle veya komposta ilave etmekle iş bitmiyor hatta başlamamışsınız anlamına bile gelmekte. Preparatlar için belli bir ön hazırlık evresi gerekmekte. İşte o hazırlık düşünce ile başlayıp, kalp gözümüzle algılayıp ellerimizle düzenlediğimiz süreçleri kapsamaktadır. Bu gerçekten de bir hissetme sürecidir. Bu durum çiftliğinizde geçirdiğiniz zamanla pekişmekte. Ve zaman geçtikçe algılarınız bulunduğunuz toprak parçasına odaklandıkça daha iyi hissedebiliyorsunuz. Çiftliğinizin neresinin neye ihtiyacı olduğunu ve ne zaman ihtiyacı olduğunu gittikçe daha fazla algılıyorsunuz. Bundan şu sonucu da çıkartabiliriz ; Biyodinamik tarımın merkezinde olan insan yanlızca belli kalıplar dahilinde öğrendiği bilgileri zamanla aşarak ve ne yapacağını önceden hissederek preparat sürecini başlatmış olur. Sabırla başlayan bu sürecin sonuçlarına inanarak!

Johannes König’in hazırlamış olduğu şeffaf preparat karıştırma düzeneği muhteşemdi. Preparat karıştırma sürecini suyun girdaplar çizerek karışmasını ilgiyle izledik. Evrenin dinamiği karşıtlıklardır! Yin ve Yang herşey iki kutupludur ve birbirine karşıttır.

Sizce de öyle değil mi?

Arzu Duran

Biodynamics in The World

Biodynamics in The World

Life is shaped from pieces that come together to form a whole

The 2nd Biodynamic Agriculture Conference took place at Burdur Ağlasun Sagalassos Lodge Hotel and in compost preparing areas in Tefenni Seydiler Village on 21-22 October 2017. The main theme was husbandry.

This 2nd BD Conference was prepared with the collaboration of Birlik A.Ş. and İstafil Bio-dinamik Tarım Çiftliği Ltd.Şti. together with the efforts and presentations of our agricultural advisor Hans Supenkämper and Dr. Anet Spengler-Neff from FIBL. Farmers, export companies, supervisory firms and guests from different sectors also attended along with university students from all over our country – a group of 60 mostly young people with high energy who were all hungry for knowledge. Guests from Iran, Bulgaria, Germany and Switzerland also participated.

The presence and the enthusiasm of the young people increased the overall energy. It was a privilege for all of the participants to work with the students who were able to attend the conference through the support of İstafil Bio-dinamik Tarım Çiftliği Ltd.Şti. from Ege University, Ondokuz Mayıs University and Tokat Gaziosmanpaşa University Agriculture Faculty, Garden Plants and Zootechnics Division. We wish to continue increasing our collaboration with our universities.

Our conference day in Tefenni started with an introduction by Hans Supenkaemper. Engin Fırıncı, Project officer of Birlik A.Ş. and Ramazan Çelik, one of the farmers in Tefenni. They gave detailed information about the beginning, development and aims of the Biodynamic project. At the Compost and Biodynamic Preparation Centre in Seydiler Village, we stirred BD-500 (Horn Manure) and CPP (Cow Pat Preparation) in wooden barrels on the upper floor of the Biodynamic house, built with the support of Birlik A.Ş. The effort of the participants involved in this special mixing method was wonderful to see.

Also the boxes in which the BD preparations were preserved downstairs, were very interesting. One of the main points that makes Biodynamic agriculture different from the others are the herbal preparations that must be used. All of the preparation storage boxes were separately surrounded by peat moss, filled with horn manure, yarrow, chamomile, stinging nettle, oak bark and dandelion. Then stag bladder, which was filled with dried yarrow in spring, was taken from its place under the roof of the preparation house where it had been hanging from spring until autumn to collect the sun energy of the summer. It was buried at a corner of the compost site. There the‚ winter sun energies’ will work into the bladder and be captured by the yarrow blossoms.

Our next task was to bury the BD-500 horns filled with fresh cow manure to be used next year. This preparation helps humus formation and the plants to root more deeply. Filled cow horns, passing from hand to hand to add our energies, were buried in a wide hole at a fertile place of the field. There they will spend the winter until spring. The happy faces of the participants during this activity were worth seeing. In my opinion, thanks to this positive energy, Tefenni farmers will have a rich and fruitful year.

Lastly, we examined and turned the compost piles which consist of old and fresh manures brought by the farmers from their own farms, straw, soil, mother compost and the BD preparations. It needs a balanced composition of carbonic, nitrogenous and structured materials. In the beginning there should be a ratio of . We controlled the temperature and the CO2 content. It shows how the rotting process is running and when the heap has to be turned again.

The aerobic microorganisms need oxygen!

With a compost turner the windrow must be mixed to incorporate fresh oxygen into the compost when the CO2 content gets higher than 12%.

At another heap we could observe how the finished and ripened compost material looks after 6 – 8 weeks processing: Wonderful crumbly, fine smelling, dark brown humus soil!

We could not believe how fast the time passed. We took a break at the centre of the village and everyone was happy to have the freshly brewed tea.

After dinner in the hotel, a presentation on ‘Biodynamic Husbandry’ was given by Dr. Anet Spengler-Neff, from the Swiss research station FIBL, an experienced agronomist (MSc), and animal scientist. First of all physical characteristics of the animals were examined and information on their needs for natural mobility, life and correct nutrition was given. The importance of getting information about the health of the animals by close observation of their behaviour was emphasized. Dr. Anet Spengler stated clearly that we must be aware of the fact that all of the animals on our farms depend on us, and we must meet their daily needs. This includes making it possible for them to wander freely without any restriction on their natural movements – in fact one of the most important duties we have.

The second day began in our meeting centre at Tefenni. First Arzu Duran introduced the farm in Istanbul/ Ihsaniye village, on which Biodynamic agriculture has been practiced now for three years. On that farm a stable was built to the Demeter standards with support of Hans Supenkämper. Arzu showed that the cows are living in the stable partly sheltered outside in summer and winter. They can go out grazing in the forest around. She was proud that despite all the objections from neighbouring farmers dealing with husbandry, her open stable adventure which started last year, resulted in success this year.

This summer sunflower and corn seeds were planted in the available areas of the farm. The aim is to produce all of the fodder in Biodynamic quality because the animals that eats the plants growing in the field, will give it back to the soil following digestion. The manure given back to soil enriches where it falls and can be used to grow plants through the increased fertility.

Lastly Arzu gave information about three different things that started this year. The first one is that she created a website to introduce the activities of Demeter to Turkish farmers and to help the farmers who want to convert to Biodynamic agriculture. Arzu told that information required could be taken from the website www.demeter-turkey.com. They handed out a guidebook entitled ‘Conversion’ for the those interested in Biodynamic agriculture in a wide sense. Arzu told that anybody can contact her whenever needed.

The second item concerned establishing a ‘Biodynamic Agriculture Association’. It’s hope to establish a framework to build upon, as soon as possible, and an invitation was made to those who love nature, are aware of the value of our soil and our efforts to come together under the umbrella of an association The ones who want to be with us can send a message to info@demeter-turkey.com or they can call us (Tel: +90 532 616 25 79).

Lastly, Arzu told about a very important initiative. FREE INTERNATIONAL WANDERING SCHOOL FOR BIODYNAMIC AGRI-CULTURE was established for the purpose of teaching organic and Biodynamic agriculture. It is a big chance for us, as Turkey was chosen as the pilot area. This school that was established by our advisor Hans Supenkämper and his four expert friends aims to organise courses for anyone
interested in these subjects. The course dates and venues will be fixed soon in consultation with participants and the training will be provided as soon as possible. Training will take place at Biodynamic farms where practical work will be the main thrust, accompanied by theoretical explanations. Our brochure was handed out to everyone participating in the conference. You can contact directly İstafil Çiftliği Bio-dinamik Organik Tarım Ltd.Şti.,Turkey contact Office for detailed information.

Hans Supenkämper made a short presentation of the husbandry activities on Luzernenhof, a farm in Germany http://www.luzernenhof.de. Information was given on the portable and low-cost stable construction on the field. This construction makes it possible for cows to graze during summer time. Otherwise they would be on the farm which is in the middle of the village far away from all pastures.

We visited some farms in that area to see husbandry activities and the stables together with Dr. Anet Spengler-Neff and Hans Supenkämper. We understood what ‘Just observe, no comment, no judgement’ means, said by Hans just before we started our visits.

The first farm we visited was a conventional one. The conditions of the animals were an example of how it should not be. We were all astonished by the conditions we saw there.

The second farm we visited was owned by the DEMETER farmer of Tefenni and it was clean, tidy and it was obvious that the animals were looked after with love and concern. Our experts made suggestions but left there happy. It was very good that all fodder was produced on
the farm!

But there are still improvements to be done, especially the yard and access to pasture land.

In the third farm we visited the stables of the animals similar to the ones we commonly see in our villages. Some of the animals were standing in the open area in front of the stable. Our experts wanted us to concentrate on what the animals wanted to say with their voices and behaviour.  These can give us clue about what they wanted although they can’t talk. We watched with interest. It was a farm where warm people live with positive energy, with smiling faces. It was accepted by our farmers that the husbandry conditions should be changed and the time for reform has already come. What they wanted from Hans Supenkaemper was assistance with a stable construction project in line with the standards.

We reached the hotel with delay. In our final meeting we tried to summarise the conference.
1. What have we done and seen?
2. What moved or touched us the most?
3. Discussion about the contents and experiences.
4. Try to concentrate ‘your harvest and impulse’ in one or two words.

The result was great!. That means humans can return to their origin in nature so quickly! Finally we received our participation certificates feeling very happy to have been together, to have done very productive work together and with the excitement about what we can do next time. The next day we have left with wonderful impressions and with the hope to come together again as soon as possible. At Sagalassos area, we felt a new, very positive energy in which an ancient civilisation had reigned. In the hope that we can come together to further develop these new ideas in the next Biodynamic Conference…

Arzu Duran
info@demeter-turkey.com

Click to Read All Magazine