Yeni bir yıla girerken biraz hayal edelim…
Bugün biraz hayal gücümüzü zorlayarak gerçek olduğu ‘varsayılan’ ayaklarımızı bastığımız dünyanın ötesine geçip kısa bir yolculuğa çıkalım! Bilirsiniz Yeni yıl yaklaşırken her yer pırıldamaya başlar. Pek çok yerde gözümüze çarpan parıltılı süslerin arasında kimi zaman yüzümüzde ani bir gülücük oluşturan , bazen de çocukların parmakları ile göstermek kendilerini alamadıkları ve kocaman gözleriyle merakla süzdükleri minik cüceler dizi dizi karşıdan bize bakmaktadırlar. Belki çocukluğunuzda cücelerle ilgili masallar dinlemişsinizdir kim bilir?
Dünyanın pek çok köşesinde bu küçük ruhların kimlikleri ve yaptıkları ile ilgili çeşit çeşit efsaneler mevcut. Bugün size karlar ülkesi İsveçte Tomte adı ile bilinen, Finlandiya da ve Danimarka da Tonttu ve Norveçte Nisse adıtla bilinen, çiftliklerde yaşadığına ve orayı koruduğuna inanılan cücelerle ilgili bir halk hikayesinden kısa alıntılarla söz etmek istiyorum.
Ve işte size İskandinav ülkelerinde yaşayan Tomte cüceler;
Tomte kelimenin tam anlamıyla İsveççe “çiftlik sahibi adam” anlamına gelir ve çiftlik evi veya bina anlamına gelen “tomt” kelimesinden türemiştir .
Bir Tomte, bir metre boyunda, uzun, beyaz sakallı, gri, kahverengi veya lacivert giysiler giyen ve parlak kırmızı bir bere takan küçük bir yaşlı adam olarak tanımlanır. Farklı Tomte türleri için farklı kıyafet kuralları vardır. Hayvanlarla birlikte ahırlarda yaşayanlar daha çok gri kıyafetler giyerken, ana evdekiler sarı, yeşil ve mavi gibi parlak şık giysilerini gri ve kırmızı şapkayla tamamlayarak daha alımlı bir görüntü sergilerler.
İskandinavlar temiz ve düzenli bir ev ve çiftliğin, orada evcil bir Tomte ruhunun yaşadığının bir işareti olduğuna inanmaktalar.
Önceki yüzyıllarda çiftlikler genellikle izole edilmiş bölgelerde konumlanmıştı ve çiftçi aileler uzun, karanlık kış ayları boyunca yalnız başlarına yaşarlardı. Tomte figürleri hayal güçlerinden çıktı ve yalnızlığı uzak tutmak için onlara yoldaş oldular.
Tomteler geleneklerine çok bağlıdır ve değişimden hoşlanmazlar. İlkbahar ve yaz aylarında döşeme tahtalarının altında uyurlar, hava soğuduğunda ise gece ortaya çıkarlar, özelliklede kış bastırdığında yeni yıl arefesin de ortalıkta dolaşmaya başlarlar. Onlar, çiftlik evini ve mevcut tüm binalarını koruyan ancak saygı, ilgi, özen ve çok fazla sevgi isteyen kadim figürlerdir.
Mesela kilerde ve ahırda yaşayan, evi ve çiftliği gözetleyen bir Tomte vardır. Evin ve çiftlik hayvanlarının, özellikle de çok değerli atların bakımından sorumludur. Bir Tomte’nin muazzam bir çalışma kapasitesi olduğu söylenir ama kimsenin müdahalesine müsamaha göstermeyecek kadar asabidir de. Kabalığa asla tahammülü yoktur! Çiftlik sahibi ve çalışanlar için ahırları ve tüm ek binaları temiz ve düzenli tutmak, kötü sözler söylememek ve bu minik ruhlara iyi davranmak çok önemlidir aksi taktirde kızdıklarında kötü sürprizler yapabilmektedirler.
Aynısı ana ev için de geçerli mesela eğer biri evin zeminine bir şey dökerse, Tomte’ye su birikintisine düşmemesi için bir uyarı ile seslenmesi tavsiye edilir. Yine, herhangi bir şekilde kalbini kırarsanız, tüm ineklerin kuyruklarını birbirine bağlamak, nesneleri gizlemek veya bir şeyleri kırmak gibi türlü şakalar yapabilirler.
Kış gündönümü gelip günler kısalmaya ve iyice soğumaya başlayınca temizlik, yıkama, ütüleme, Noel yemeklerini hazırlama, pişirme ve şekerleme yapma işleri de başlar.
Tomteler, çalıştıkları çiftlikten pek az şey istiyor. Sadece ev sahibinin saygı ve güvenini, ve de koca bir kase tereyağlı Noel lapası . Bu basit bir taleptir ancak mükemmel bir şekilde getirilmesi beklenir. Bir Tomte, yulaf lapasını hakkı olarak görür ve tereyağını çoook sever. Eski günlerde tereyağı sadece özel günlerde tüketilen bir lükstü. Noel lapasında tereyağı olmayan Tomte’nin hikayesi, kızdığı zaman neler yapacağının bir göstergesi olarak dilden dile anlatılmakta…
Efsaneye göre bir Noel arifesinde, çiftlikte çalışan yardımcı kız Tomte’ye bir oyun oynamaya karar vermiş. Yulaf lapası için tereyağını kasenin dibine saklamış. Tomte Noel lapasında tereyağını göremeyince çok öfkelenir ve bir ineği katleder. Amacı onlara tüm yaptıklarının karşılığında tereyağlı güzel bir lapasının hakkı olduğunu göstermekti. Her neyse, yine de yulaf lapasını yemek için ahıra dönmüş. Ama birden kasenin dibindeki tereyağını keşfettiğinde o kadar kötü hissetmiş ki alelacele komşunun çiftliğine giderek, onun en iyi ineğini alarak kendi ahırlarına koymuş. Halk masallarına göre, bu Tomteler yaşadıkları evin refahını artırmak için bazen bir komşudan gizlice bir şeyler aldıkları da olurmuş!!!.
İskandinav ülkelerinde Tomte’nin ruhu bugün hem şehirlerde hem de kırsal kesimde hala çok canlı. Günler daha karanlık olduğunda ve uzadığında ardından Noel için birçok hazırlığa başladığında çok sevilen görünmez bir arkadaştır.
Tomte İskandinav kalpleri için o kadar değerlidir ki, romantik İsveçli romancı Victor Rydberg onuruna 1881’de yayınlanan bir şiir yazmıştır. Burada Tomte Noel gecesi tek başına uyanık, yaşam ve ölümün gizemlerini düşünmektedir. Viktor Rydberg’in çok sevilen bu İsveçce şiiri, romantik eserleriyle genç ve yaşlıların fantezilerini tetikleyen popüler sanatçı Jenny Nyström (1885 civarı) tarafından resmedildi.
Kış ayazının buzunda
Yıldızlar pırıl pırıl parlıyor
Bu ıssız çiftlikte herkes uyumakta şimdi;
Kış gecesinin derinlerinde.
Soluk beyaz gezgin bir ay,
Kar, çam ve köknar üzerinde ışık saçmakta,
Kar çatılarda ışıl ışıl.
Tomte tek başına uyanık
Gri gölgesi alçak ahırın hemen yanı başında durmakta,
Uçuşan karda dumanlı,
Geçmişte pek çok kış yaptığı gibi yine seyretmekte,
Ay’ın göz kamaştıran parlaklığını,
Ve ardından köknar ve çamı
Karanlık bir düzlemde çiftliği sarmalayan ormanı,
Derinden düşünüyor cevabını
Anahtarı olmayan bir bilmeceyi,
Eliyle saçını ve sakalını sıvazlıyor,
Başını ve şapkasını sallıyor,
‘Hayır bu soru çok derin,
Kavrayamıyorum’’
Sonrada çabucak karar veriyor,
Bu can sıkıcı düşünceden kurtulmak üzere,
Kendini dinleyerek
İşine döner.
Depo ve alet atölyesinin kapılarına gider,
Bütün kilitlere bakar,
İnekler duru ayın ışığında görürken,
Her bir ahırda yaz rüyalarını,
Koşum, kırbaç ve dizginleri olmadan,
Yaşlı Palle bile yine düş görür,
Yemliği hınca hınç
Mis kokulu yoncayla dolu.
Tomte koyunlara ve kuzulara bakar
Sessizlik içinde dinlenirken.
Civcivler sıralanır, horozun tünediği yerde
Samanla dolu yuvaların yukarısında.
Tavuklar sıradadır, Saman, doyurucu ve dinçleşen
Karo, uyanır ve kuyruğunu sallar
‘Eski dostum, Sonuna dek ortağız’ der gibi!
Sonunda Tomte parmak uçlarına basarak
Ev ahalisinin durumuna bakmak üzere içeri girer.
O, duydukları güveni ve güçlü saygıyı çok iyi bilir.
Çocukların yataklarının yanıbaşına parmaklarının ucunda yaklaşır,
Dağınık başlarına sessizce bakar.
Zevkine değmeyin gitsin;
Bu onun için en kıymetli hazine.
Uzun nesiller babadan oğula, oğuldan oğula bebek gibi uyurken onları izledi.
Ama nerden diye sorar, Nereden, nereden geldiler?
Aileler geldi, aileler gitti,
Çiçeklendi ve yaşlandı, bir ömür geçti
O Zaman Nerede? O bilmece yine beyninde çaktı ama cevap bulamadı!
Yavaşça ahırdaki çatı katına yöneldi,
Kalesine, evine ve istirahatgahına,
Yüksek çayır otu, mis kokulu samanın sığ yuvaya yakın olduğu yere.
Şimdi yuva boş, ancak baharda kuşlar
Yapraklar ve çiçeklerin arasında şarkı söylediği zaman,
Ve minik arkadaşı ile buluştuğunda
Ondan yolculuğunu dinleyecek.
Herkes onu heyecanla dinleyecek,
Ama aklındaki soruya hala bir ipucu yok,
Tomte’nin ruhu karışık.
Biçilmiş saman yığının aralıklarından
Ayışığı Tomte, Samanlar ve herşeye vurmakta,
Sakalı ara ara ışıkla dolmakta,
Tomte düşünür, düşünür.
Orman ve tüm kara,
Kışın içinde donmuş sessizlik içinde
Sadece uzaktaki şelale
Kulağında fısıldar ve iç çeker
Tomte dinler ve yarı hülyalı,
Zamanın sonsuz akışını duyduğunu düşünür
Ve merak eder, bu nereye bağlı?
Kaynağını nerede bulunur?
Kış ayazının buzunda
Yıldızlar pırıl pırıl parlıyor
Bu ıssız çiftlikte herkes uyumakta şimdi;
Kış gecesinin derinlerinde.
Soluk beyaz gezgin bir ay,
Kar, çam ve köknar üzerinde ışık saçmakta,
Kar çatılarda ışıl ışıl.
Tomte tek başına uyanık
Mutlu Noeller ve Harika bir yıl Dileriz..
Saygı ve Sevgilerimizle,
Arzu Duran(2020)